28 Aralık 2010 Salı

Kahvemi İçerken

Kahvemi, bir starbucks termosunda içiyorum, kırmızı üstü beyaz ağaçlar kar taneleri, bir yılbaşı temalı kupa.
Birkaç hafta önce mutfakta kapağını ararken, biraz delirmiştim bulamayınca. 4 yaşımdan beri arkadaşım dedi ki '' bulacağız biliyorum senin için önemini ''

Bu termos-kupa bana geldiğinde, uzun zamandır hastahanede refakatçi olarak kalıyordum. Annem, ağır durumda yatıyordu. Ben tek başıma, biraz bunalmış, biraz korkmuş, biraz yorulmuş koştururken, arkadaşlarım beni asla yalnız bırakmadılar.

Litrelerce kahve içerdim günde, çok severim zaten de, orada o koşullarda -hematoloji servisi,her gün birileri ölürken etrafımda ve ben annem sağ kalsın diye uğraşırken kendimce - ayakta kalabilmek için de bol bol kahve ve enerji içeçeği tüketiyordum.

Şöyle bir ayaklarımı uzatmayalı, şöyle geniş geniş saçlarımı tarayıp sokağa çıkmayalı, bir starbucksta neşeli kahve sohbeti yapmayalı epey olmuştu.

Bu yazının konusu olan dostlarımdan birisi, sık yaptığı ziyaretlerden birinde bu termos-kupa ile çıkageldi.
İçinde en sevdiğim latte ile..
En sevdiğim tema ile süslü bu nesne ile.
Kar,geyikler, çam ağacı.

Sevinçten deliye döndüğümü hatırlıyorum, kendine de bana da alıp geldiği kahve ile, soğuk hastane bahçesi, soğuk banklar, bir anda silindi gitti.
Bana bakıp daima gülmüş olan iki kocaman yeşil göz, dünyanın en güzel gözlerinden biri yani,  bana ''korkma, yaşayacağız,yanındayım,ne olursa olsun yanındayım,aklımdasın  '' demek için bakıyordu.

Çok güzel bir an.Tüm griliğin, tüm kaygının,tüm korkunun üzerine yağan ve eriten neşe.Sevgi.Birlik.

Yeşil gözlerin sahibi ile, uzun zamandır, uzun bir yolu yürüdük, yürüyoruz.
11 yaşındayken tanıştık, demek ki 19 güzel senedir ellerimiz birbirinden ayrılmadı.
Beraber pek çok maceradan, iyi ve kötü olaydan, gözyaşlarından ve kahkahalardan geçtik.
Aynı kitapları okuduk,aynı filmleri seyrettik, aynı derde ağladık, aynı sevince güldük.
Beraber pek çok şehir pek çok insan gördük, daha çoğunu da göreceğiz yaşadıkça.
İnişler ve çıkışlar illaki oldu, değişimler, dönüşümler, kırgınlıklar illaki oldu, fakat sevgi ve kurulmuş birliğin sağlamlığı ki, hepsinden çok daha baskın oldu.Sağlam durdu.

Pek çok huyum vardır, sevmez sanırım. Onun da bazı huyları var ben sevmem. Ancak sevdiğimiz o kadar çok şey var ki, hepsi okyanusta bir damla gibi kalıyor.
Elin gibi, kolun gibi, olmuş bir insan, seni yaptığın hiç bir şeyde yargılamayan, kızsa bile unutan, en zor anlarında daima çıkıp gelen,sesini duyuran ve sevinçlerinde senle beraber gülen bir insan var hayatında.
Az bir şey değil.

Çok seneler önce, demişti ki ''kardeş zoraki dost, dost ise seçilmiş kardeştir, işte sen de benim seçtiğim kardeşsin ''
bu söz dostluğumuzun ana fikridir. Aynı kanı taşımadığım fakat ailemden olan biri.

Çok müteşekkirim bu sabah yüce olana bir kez daha. Yaşam yolumda bana çok ama çok değerli armağanlar vermiş olana.
Biraz gözlerim dolu, biraz gülümsüyorum, kahvemi yudumluyorum hala.

Ayaklarım ıslak bile olsa daima birazcık daha vakit geçirebileceğim bir kaç insan var hayatımda.

İşte bana şu güzel armağanları, yaşamı boyunca varlığıyla güzel varlığıyla vermiş biri yazdırdı bana bu satırları.
Beni gülmekten altıma işeten tek insan.
-gerçekten işemiştim, birazdı evet azıcıktı ama gerçekten yapmıştım bunu -

Ve ne zaman mutlu,üzgün,sinirli,aşık,korkmuş,başarılı,başarısız olsam yanımda olacağına elimi tutacagına emin olduğum bir varlık, ne yaparsa yapsın yanında duracağımdan emin olduğum bir varlık. Her zaman yani. Yaşam yolumun her adımında.

Şanslıyım değil mi ??
Boşa söylemem ''çok şanslıyımdır '' derken.

Herkese nasip olmaz deneyimlerden geçtim, geçiyorum.
Kahveler sıcak, sular serin, günler neşeli olsun :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder