13 Mayıs 2014 Salı

Hayat çok '' Diş Fırçası ''

Çok zamandır yazmamışım; eh fırsat olmamış demek ki.
Hayat çok '' diş fırçası '' ne demek; şu ki;
Çocukluk arkadaşlarımdan birinin Laz kuzeni vardır, senelerdir vecizeleri ile günümüzü aydınlatır.
Çocukcağız bir laf ediyor; biz onu '' felsefe'' olarak benimsiyoruz bir kaç sene götürüyor bizi :)

En son; çok büyük sırt çantası takan bir turistin çantasına bakmışlar, '' ne vardır içinde acaba '' diye düşünmüşler, e çanta çok büyük, bilinmez, başkasının çantası.. Memo demiş ki '' diş firçasu ? ''

Bizim için de bilinmezliğin yeni adı oldu bu; '' diş fırçası ''.
Hayat çok diş fırçası dedik çıktık işin içinden.

Bilinmez, bir gün öylesine Yeşilköy sahilinde yürüyorsundur, bir telefon gelir aldığın haberle zıplamaya başlarsın sevinçten, insanlar sana bakar öyle.
Bilinmez, aynı haber yüzünden bir ay sonra ''lanet olsun keşke hiç çıkmasaydı bu olay '' diye ağlarken bulursun kendini.
Bilinmez ki kendini hangi ülkede, hangi şehirde, kiminle ne yaparken bulacaksın bir süre sonra, bilinmez.

Planlayamadığımızı farkettim.
Güvenliğe ve bir şeyleri bilmeye çok muazzam ihtiyaç duyan bir insan olarak zor bunu kesin olarak kabul etmek.
Ama kabul ettim.

Bu süreçte kabul ettiğim bir başka şey de;
gerçekten kimse kimseye istemediği sürece yardımcı olamaz.
Herkesin ve her şeyin kendi zamanı, anı var.
Saygı duymak lazım.

Altını çize çize çize öğrendim; değiştirebileceğimiz tek şey biziz. Olaylara verdiğimiz tepkiler.
Bazen onu da değiştiremiyoruz ya neyse.

Olduğu gibi kabul etmek lazım yaşamı; her şey çok ''diş fırçası '' :)