24 Haziran 2011 Cuma

Doğum günüm '' bana '' geldiğim gündür :)))

Bugün benim doğum günüm;
her gün gibi bir gün, sadece dünya yaşamına adım attığım zamanın sene-i devriyesi. Akşam 20.20 tam olarak :)
İnsan ister istemez bir iç hesaplaşmaya giriyor böyle günlerde, bir seneyi daha devirmişken, ardında kalan zamana bakıyorsun, ben neleri değiştirdim, neleri dönüştürdüm, hayatımda neler oldu bitti bir senenin bitiminde..
Benim için yoğun bir sene oldu, dün gece 12 de ilk telefonlar geldiğinde farkettim ki ;senelerdir 12 de değişmeyen bir telefon geliyor bana, iyi ki geliyor, çok da mutlu ediyor beni.
Ancak arama bekletmelerde çalan ziller hep değişiyor, bazı şeyler bazı insanlar bazı ilişkiler bizlerle beraber açılıp serpildiği, bir birlikte yolculukta olduğumuz için her ne halde isek bizle beraber olurlarken; bir de yolculuğumuza bir süre eşlik edip hayatımızdan çıkanlar, hayatlarından çıktıklarımız var.
Bu ''bir süre '' bir kaç ay'' da olabiliyor  '' 25 sene '' de..

Kendime doğru çıktığım yolculukta, pek çok seçim yapmam gerekti. Özellikle son bir senedir, durdum baktım, ben olmayan,bana zarar veren, benim enerjimi düşüren, frekansımın uymadığı her türlü şeyi farkettikçe, gördükçe kesmeye karar verdim.

''Siz neyle besleniyorsunuz ?'' diyor uno reklamı, ne ile besleneceğimize biz karar veriyoruz aslında, bağlılık bağımlılıkla beslenmemeyi, sadece ve sadece dikey, ruhumdan, kendi özümden beslenmeyi seçtim ne de güzel oldu :)))

Sabah erken saatte bir güzellik salonuna gittim; bir arkadaşım paket programını bana hediye ettiği için normalde benim randevu almayacagım kadar erken bir saat; biraz geç kaldım ama, hiç aldırmadılar, çalışan kızlar beni sevdiler zira çok.
Çay sigara içiyoruz salonun balkonunda, lüks de bir yer, çok çalışanı var, kızcağız sordu '' ya sende ne var, seni herkes çok seviyor burda, keşke her müşterimiz senin gibi olsa.. '' dedim ki; '' kendimi çok seviyorum '' baktı yüzüme sorar gibi, devam ettim mecburen '' yani '' dedim, '' kendimi bir başkasını sever gibi seviyorum, bir başkasına saygı duyar gibi saygı duyuyorum, bir başkasına hayran olur gibi hayranım kendime , kendimi çok çok beğenmiyorum ; bir sürü saçma şey yapıyorum, bir sürü fevri hoş olmayan hareketim var, ancak kendimi bütünüyle, bu huylarla da çok seviyorum, kendini seven insan herkesi sever zaten,insanları seviyorum onlar da bunu hissediyorlar  ''
''Ne güzel '' dedi kız, tam anladı mı onu da bilmiyorum ama anlaması murat olunmuşsa anlamıştır zaten.

''Çok kolay olmadı ,olmayacak dediler, zor oldu, zor oldu, kolay olmadıı '' demişti Itır Esen, Q7'nin imza töreninde, hala gülerim...
Benimki de o hesap aynen '' çok kolay olmadı, zor oldu, ama oldu ''

Bazen 25 senelik arkadaşınla yolunu ayırmak gerekiyor ''kendini seçerken '' , bazen ''can yoldaşım '' dediğin insanla ayrılmak.
Ben geçen sene mumlarımı üflerken '' kendimi seçmiştim ''
Tezahürü bol oldu, hayatımda pek çok şey değişti,
şu yazıyı yazarken bile çalan telefonlardan 4-5 kere bölündüm, yazı bölük pörçük oldu tabii, ama iyi ki de oldu, iyi ki de bu gün vesilesi ile bir şekilde yaşamımı varlığımı onurlandıracak ailem,sevdiklerim,dostlarım var.

Doğum günleri biraz envanter günleri.. Dönüp geriye illaki bakıyorsun; bazen cesaretine şaşırıyorsun, güvenli korunakları nasıl terkedip gittiğine, aslında çok da cesur görünmeyen, naif görünen bir yüzün ardında ne çok cüret barındırdığına, ne çok şeyin üstüne gittiğine, ne çok yol katettiğine  bakıp kendinle gurur duyuyorsun, kendini bir kez daha seçiyorsun, iyi ki benim, iyi ki olduğum gibiyim, iyi ki kendimim diyorsun.

Ne isem o'yum ve ne isem o olmam da yeterlinin bile ötesindeydi zaten.