Yağmur yağıyor; dinmeden,saatlerdir.
Dün gündeme bir cenaze haberi damgasını vurdu, başbakan annesini kaybetti. Ben içimin hiç dokunmak istemediğim bir tarafına dokunup duruyorum, yaşadığım günden beri aklıma hemen her gün gelmesine rağmen olabildiğince az bahsettiğim; olabildiğince az şifalandırdığım acıma. Babamın cenazesi.
Babam her baba gibi muhteşemdi. Gerçekten ama. Çok zekiydi, komikti, eğlenceliydi, dosttu, sinirliydi, hep ordaydı ama, hep yanıbaşımızda. Babamla konuşmadan tek bir gün geçirmedim, kaybedene kadar.
''Benim çocuklarım dünyanın öbür ucuna da gitseler benden uzaklaşamazlar '' derdi, annem makarasını yapardı ''şah damarınızdan daha yakın '' diye.
Babam muhteşemdi gerçekten, bir matematik anlatırdı, aşık olurdunuz matematiğe. Ben o ölene kadar tüm alışverişlerimi onla yaptım, her şeyin güzelinden anlardı; ayakkabıların dikişlerine bakardı mesela. Ayakkabılar deri olmalıydı, dikişi kusursuz. Bana bir saat almıştı, o saati çok begenmiştim, daha burada moda değildi sanırım, sonra çok moda oldu.Babam üzerimize titrerdi, çok sinirliydi ama, siniri hemen geçerdi.
Böbrekli sabah kahvaltılarıyla, derin fikir teatileriyle, bizi hep götürdüğü kitap fuarlarıyla, evimizde aydınger,mürekkep kokusu, bitmeyen geometri çizimleri, bitmeyen test yazımları, bitmeyen matematik fonuyla büyüdük. Bir küçücük aslancıkla. Babası onu çok çok çok severmiş.
''Kalubela '' dan beri beşiktaşlıyım dedi bir gün küçüktüm. Kalubela ne diye sordum. ''Allah'ın ruhları yarattığı ilk an '' dedi . ''Ölünce tabutuma beşiktaş bayrağı örtün, vasiyetimdir '' derdi.. Çok sigara içiyorsun diyene '' genç ölürüm cesedim yakışıklı olur '' derdi, gülerdik hiç aklımıza gelmezdi.
''en temizi kalp '' derdi, ''tertemiz bir öüm '' hiç hasta olamazdı zaten, hasta olmaya dayanamazdı.
Bursa'daydık, Merve'yle evimiz boğdu bizi o gün. Bir gün önce rüyamda birinin babasının öldüğünü görmüştüm, çaktırmadan aramıştık Merve'yle.. İyiydi. O gün boğulduk. Yapacak hiç bir şey bulamadık, sebepsiz. Terasa çıktık, ay dolunaydı. Gece ağladım çok '' niye ağlıyorsun'' dediler. ''Bilmiyorum '' dedim.
Sabaha haber geldi. Dayımın çağrısını gördüm telefonda. O an anladım. Sabah 7, dayım niye arasın ? Anladım. Babam 54 yaşındaydı, sapasağlamdı, ama anladım. ''Baban biraz rahatsızlandı gel '' dedi, anladım ama. Sonrası felaket. Bağırdım çağırdım kendimi yere yapışmış buldum sanırım. Merveyle öyle oturuyorduk yerde, ağlıyorduk. Birileri geldi bizi topladı, arabaya bindik, yalovaya gittik. Yolda çok durduk. Ben sürekli titriyordum. Boynumda 100. yıl atkım vardı, babamın aldığı.
Cenazeden önce vardık. Onlar İstanbuldan gelecekti, Merveyle sahilde oturduğumuzu '' belki şaka yapıyorlardır değil mi Merve '' dediğimi buna gerçekten inanmak istediğimi hatırlıyorum.
Geldiler.Babam bir ambulansla, annem kardeşim. Dayılar teyzeler,amcalar halalar. Eş dost akraba. Çok kalabalıktı. Katıldığım en kalabalık cenazeydi. İnanamıyordum, babamın cenazesinde olamazdım ki. Allahtan merve de sarışın ve tombuldu. Allahtan merve bana çok benziyordu. O kadar çok insan beni öptü ki bunaldım. Bir o kadarı da merveyi ben sanarak öpmüş zaten. Çok korkunçtu her şey, kardeşimin annemin boyunlarında beşiktaş atkıları vardı, babamın damalı atkısı annemdeydi mesela.
Kocaman büyük beşiktaş bayragını çıkardılar, evimize mutlulukla astığımız bayragı, kardeşimin salladığı bayragı babamın son yolculuğunda tabutuna örtü yaptılar. Unutmamışlar diye sevindim, o kadar acının içinde sevinmek de var.Ama öyle bir acı ki, öleceksin sanıyorsun, ayakta duramıyorsun, neye inanırsan inan.
O zaman da ölümün bir son olmadığına sadece perdenin öte yanına geçmek olduguna, yüksek benliğin seçimi olduguna inanıyordum. O zaman da. Ama ayakta durmak zordu her şey zordu. Ölcem sanmıştım.
Yarım öldü zaten o gün orda. Helallik istediler, oysa ömrümü isteseler verebilirdim o an.
Dedemin cenazesinden sonra, babam mezarlıktan dönünce merdivene oturup ağlamıştı hüngür hüngür. Üşür deden orda Işıl bıraktık geldik demişti, kocaman adamdı, ailesi , iki çocugu, kariyeri, aşkla yaptığı bir evliliği vardı. Ama çocuk gibi ağlamıştı, bıraktık geldik demişti. Babası 82 yaşındaydı.
Benim babam 54. Ben ne yapayım ya diye düşündüm belki, sonradan ama düşünecek gibi oldugumda.
Aldılar tabutu gitti, ilk arkadaşım Okan gibi ben de kartal uçtu dedim. Çok korkunçtu ya, hala korkunç.
Hayatta her şey deneyim, biliyorum. Bu benim en korkunç deneyimim.
Başbakanı sevmem. Dün sevdim sanki. Dün onun içindeki ''şimdi ben napçam '' diye düşünen çocugu gördüm. Bu gece öyle karanlık olacak ki uyuyamayacak karanlıktan bildim. Sabah kalkınca ilk saniye hatırlayamayacak, sonra ağlamaya başlayacak.
Belki o sorumluluk sahibi bir insan oldugu için, koca ülke onu bekliyor, o alışır çabuk.
Ben aylarca bekledim. Geri dönmesini. Anahtar sesini duyunca mesela. Dönmedi. Dönemezler.
Ramazanda ölmüştü babam, ramazan ayından hala nefret ederim. Öyle deme diyorlar, ediyorum kardeşim kime ne. İlk kurban bayramının sabahı annem öyle ısrarla kaldırıyordu ki beni yataktan o zaman kesin döndü sandım. Kesin. Yoksa böyle ısrar etmez ki dedim. Aşağı indim bir baktım yok sofrada, ağladım yine çok. Bayramlardan da hala nefret ederim.
İşte böyle. Arınsın dilerim. Bu anılar, sizi görüyorum ve onurlandırıyorum. sonunda.
Reiki 'yle ilk zamanlarımda '' bununla zaman yolculugu yapılıyor '' diye soru-tespit arası bir şey yöneltmiştim güzel hocam Deniz'e.. ellerim bedenimdeyken geçmiş anılarım canlanıyordu. Girip anıyla konuşabiliyordun. Falan filan uzun bu kısmı. Bu anıma hiç dokunmadım. Geçmişe şifa yollanır mesela. İnat ettim o günlere, o sonrası felaket bir yıla hiç dokunmadım.
Acıma dokunmadım hiç. Bir sürü şifa tekniği öğrendim, bir çok nefesle bırakma.
Hiç bırakmadım. Bugüne dek. Başbakanın gözlerinden süzülen yaşlar, ''artık bırak'' dedi bana.
Ne kadarını bırakabilirsem. Tuttum, her yazdığımın şifalandığına inandığım buraya yazdım.
Akıyor gözlerimden, kalbimde küçük atom bombaları patlıyor sanki, kulağımda bir ugultu. Basınç çok yüksek sanki. Uzun zamandır örttüğüm, sakladığım, şifalanmasın istediğim..
Şimdi aksın dönüşsün isterim. Nefes alıyorum. Dönüşecek biliyorum.
İlgili herkes huzur bulsun. İlgili herkes huzur bulsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder